Imam-i Malik (rahimehullah)’dan hikmetli sözler
-Ilim fazla mesele bilmek ve sormak degildir. Ancak ilmin belirgin bir vasfi vardir ki, o da aldatici
dünyadan uzaklasarak ebedilik yurduna dönüsü saglamasidir.
-Ilim azaldigi zaman zulüm ve iskence; Peygamber, sahabe ve tabiin izleri azaldiginda ise kisisel
arzular ortaya çikar.
-Sünnet Nuh (a.s.)’in gemisi gibidir. Kim binerse kurtulur, kim de ondan geri kalirsa bogulur.
-Bir kimse Ibrahim en-Nehai’nin sözünü Ömer b. Hattab’in sözüne tercih ederse, bundan dolayi tevbe
etmesi gerekir. Peki ya Ibrahim en-Nehai ve benzerlerinin sözünü, Resulullah’in (sas) sözüne tercih
ederse, ne demeli?
-Insanlarin sözü hem alinir hem de reddedilir. Ancak su kabrin sahibi Muhammed (s.a.v.)’in sözü
baska… O reddedilmez.
-Degerli bir kisi de olsa bir kisinin söyledigi her söze uyulur diye bir sey yoktur.
-Imam-i Safii buyuruyor ki:
“Âlimler anildigi zaman Imam-i Malik onlar arasinda parlak bir yildiz gibidir. Benim üzerimde minneti
ve ihsani ondan çok olani yoktur.”
-Medine Valisi, Imam-i Malik’ten bir ictihadindan vazgeçmesini istedi. Kabul etmeyince kirbaçla
vurdurdu. Her vurusta: “Ya Rabbi, onlari affet. Çünkü onlar bilmiyorlar.” diyordu. Nihayet bayilip
düstü. Sonra ayilinca da: “Sahit olunuz, ben hakkimi beni dövenlere helal ettim.” dedi. Halife, valinin
cezalandirilmasi için kendisinden izin isteyince ona: “Hayir, ben onu affettim.” buyurdu.
-Malik bin Enes Hazretleri ilmiyle amel eden yüksek bir veliydi. Buyurdu ki: “Ilim ögrenmek isteyen
kimsenin vakarli ve Allah-u Teâlâ’dan korkmasi lazimdir. Ilim çok rivayet etmek degildir. Ilim bir
nurdur. Allah-u Teâlâ bu nuru sevdigi mümin kullarinin kalbine koyar.” Bir defasinda da: “Eger elimde
imkân olsaydi, Kur´an-i kerimi kisa akliyla, kendi görüsüne göre tefsir edenin boynunu vururdum.”
buyurdu.
-Bir gün Halife Harun Resid dedi ki:
“Ya Imam! Senin kitaplarini çogaltip her yere gönderecegim. Herkesin senin mezhebine uymasini
emredecegim.”
Imam-i Malik Hazretleri buyurdu ki:
“Ya halife! Hadis-i serifte, “Ümmetimin âlimlerinin farkli ictihadlari rahmettir.” buyruluyor. Bu farkli
ictihadlar Allah-u Teâlâ’nin rahmetidir. Hepsi hidayet üzeredir. Müslümanlari bu rahmetten mahrum
birakmak yanlistir.” Bunun üzerine halife bu arzusundan vazgeçti.
-Harun Resid, Imam-i Malik Hazretleri’nden her gün evine gelip oglu Emin ile Memun’a ders
vermesini istedi. Imam-i Malik Hazretleri halifeye buyurdu ki:
“Ya halife! Uygun olani çocuklarinizin bizim eve gelip gitmesidir. Allah-u Teâlâ sizi daha aziz etsin!
Ilmi aziz ederseniz aziz olursunuz. Zelil ederseniz zelil olursunuz. Ilim bir kimsenin yanina gitmez, o
ilmin yanina gelir.” Bunun üzerine halife, Imam-i Malik´ten özür diledi ve her gün çocuklarini Imama
göndererek ders aldirtti.
-Insanlara hayirli ve güzel isler yapmalarini tavsiye ederdi. “Kendisine hayri olmayan kimsenin
baskasina hayri olmaz. Insan kendisi için hayir islemez, kendisine iyilik yapmazsa insanlar da ona hayir
ve iyilik yapmaz.” buyurarak Peygamber Efendimiz’in, “Kisinin malayaniyi (faydasiz seyleri) terk
etmesi Müslümanliginin güzelligindendir.” hadis-i serifini rivayet ederdi. Insanlarin her sözünün
kendisinin leh ve aleyhinde oldugunu bildirerek Peygamber Efendimiz’in, “Bir kisi bir söz söyler de o
sözden dolayi cehennem atesine düsecegi hatirina gelmez. Bir kimse de bir söz söyler, bu sözden dolayi
Allah-u Teâlâ’nin kendisini cennete koyacagi aklina gelmez. ” hadis-i serifini rivayet ederdi.
-Imam-i Malik hazretlerinin Medine-i Münevvere’de hayvana bindigi görülmemistir.
“Resulullah Efendimiz’in mübarek kabrinin bulundugu bir yerde hayvan üzerinde nasil gezebilirim.”
buyururdu.
-Malik bin Enes Hazretleri, kendisinden nasihat isteyen zeki ve anlayisli bir kimseye: “Allah-u
Teâlâ’dan kork. Allah-u Teâlâ’nin sana lütfettigi nuru günah islemek suretiyle söndürme.” buyurdu.
-Talebelerinden biri ona: “Insanlar sizin devlet adamlariyla çok sik görüstügünüzü söylüyorlar. Size
yakistiramiyorlar.” deyince, Imam-i Malik Hazretleri: “Bunu bilerek yapiyorum. Çünkü bunu
yapmasam layik olmayan biriyle görüsür, isleri ona danisirlar. Eger onlarla gidip görüsmesem, bu
sehirde Peygamber Efendimiz’in sünnetlerinden islenip tutulan kalmaz.” buyurdu.